“Osmanlı toplumunun nabzı kahvehanelerde atardı,” demek yanlış olmaz. Buralarda sohbet mahalle dedikodusuyla sınırlı kalmaz, “devlet katına kadar” yükselirdi. Meddahlar, hikâye anlatıcılar, saz âşıkları ve şairler kahvehanelerin vazgeçilmez çehreleri arasındaydılar. Sokağa taşan mahalle kahvelerinde nargile de sohbetin ayrılmaz bir parçasıydı.
Amerikalı dilbilimci ve teolog Cyrus Adler uzun yıllar İstanbul’da yaşamış arkadaşı Ramsay’den şöhretini duyduğu kahvehane hikâyelerini derlemek üzere İstanbul’a gelir. İki dost aylarca İstanbul kahvehanelerini dolaşıp oralarda anlatılan sohbetlere kulak vererek hikâyeleri derler ve İngilizceye çevirirler. İlk defa 1898’de New York’ta yayımlanan kitap, daha sonra Londra’da da yayımlanır ama ardından unutulur gider.
Kahvehane Hikayeleri, 19. yüzyıl İstanbul yaşamı, kültürü ve düşünme tarzları üzerine sosyolojik bir belge olmasının yanı sıra, birbirinden ilginç 28 hikayeyi keyifle okuyacağınız bir kitap olma özelliğini de taşımaktadır.
İlk yorum yapan siz olun “Kahvehane Hikâyeleri (Hasarlı)”